Bu satırları
başlıkta belirttiğim gibi fikir ajandam sayfalarını doldurmadan önce
atmam gerekirdi. Erteleme huyum veya yeterli vaktimin olmaması gibi klişe
sebeplerin arkasına saklanabilme imkanına sahip olsam da bunun iyi bir
başlangıç olmayacağı gün gibi ortada! Bu blogu yazmaya başladıysam kötü
alışkanlıklarımda kurtulacağım, özeleştiri yapacağım, kendimi geliştireceğim ve
yeni fikirlere açık olacağım. Bunun kararını çoktan verdim! Öyleyse kendimi
tanıtarak blogumun ilk yazısına başlayabilirim. İsmin Enis, önümüzdeki 3 ay
içerisinde 31 yaşımı doldurmaya hazırlanıyorum. İnşaat Mühendisiyim, evliyim ve
10 buçuk aylık erkek evladım var. Kısacası kendimi geliştirmek, fikir
ajandam sayfalarını doldurmak için geçerli aile gibi bir sebebim var.
İleride geliştikçe bu sayfaları okuyarak vay be nereden nereye diyeceğimi
şimdiden düşünüyorum.
Burada uzun
uzadıya kendimi anlatmayacağım tabi. Yaşadığım hayatın (yaklaşık 30 yıl 9 ay)
kısa muhasebesini yaparak planlarımı hayata geçirmek için bunca zaman aklımın
nerede olduğunu, kaçan fırsatları düşünerek hayıflanmak yerine yenilerini
kaçırmamak için bu bloga notlar alacağım. Tabi ki benim gibi aklı yeni başına
gelmiş veya daha henüz gelememiş arkadaşlara yardım edebilmeyi isterim. Açıkça
söyleyeyim, önceliğim sosyal sorumluluk
değil ailem için çıktığım yolda bıraktığım izleri takip etmek! Dürüstçe gerçek
amacımı dile getirdikten sonra faydalanan arkadaşların da çıkabileceğini
düşünerek uzatmadan kendimi özetlemeye geçebilirim.
Üniversitenin
ilk yıllarında bir fastfood dükkanında 2 yıl garsonluk yapmış olmamı saymazsak 2012
Eylül ayında İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirmiş olmama rağmen çalışma
hayatıma 2012 Haziran ayında başladım. Üniversite yıllarında okulu ihmal
etmemin ödülü(!) olarak beni 3 aylık bir yaz okulu bekliyordu. Bir arkadaşımın
gazetede görmüş olduğu iş ilanına başvuruda bulunarak ilk iş başvurumda kabul
edilmiştim. Beni işe kabul eden müdürüm aslında büyük bir risk almıştı. Ehliyetim
yoktu, okulum devam ediyordu, tecrübemi bırakın daha diplomam yoktu! (Hoş,
bende elimden gelenin fazlasını yaparak onu utandırmadım çok şükür ki bu
sebeple şu ana kadar işsiz bir hafta bile geçirmedim) İşe başladığım firma
taahhüt işi yapan bir firmaydı. Bölüm arkadaşlarımın pek çoğu gibi kariyer başlangıcı olarak yapı denetim
şirketlerini tercih etmemiştim. Bu tercihimde üniversitenin ilk yılında almış
olduğumuz İnşaat Mühendisliğine Giriş dersinin konuk öğretmeninin tüm sınıfı
küçümsemesi yatıyordu. Dersin başlangıcında “Hiç biriniz okulu bitirince büyük
beklentilere girmesin. Hepiniz okulu bitirince 800 TL’ye yapı denetimde çalışıp
inşaat demiri sayacaksınız!” demişti. Nasıl içerlediysem yapı denetim şirketlerine
başvuru yapmadığım halde aldığım iş tekliflerini geri çevirdim ve henüz okulu
bitirmeden güzel bir maaşla işe başladım.
Ailemin yanında
kalıyordum. Kira derdim yok, fatura derdim yok, ekmek almam su almam… Haliyle
aldığım maaş bana kalıyor. Arkadaş çevrem genişti ama yoğun iş temposundan
oraya vakit ayıramıyorum. Küçüklükten gelme para biriktirme alışkanlığım da vardı. Banka hesabım her geçen gün
kabarıyor. O zamanlar Eskişehir’de yeni yeni apart furyası başlıyordu. Aklıma
hemen her Türk evladı gibi kira geliri
elde etmek geliyor ve babama fikrimi açıyorum. Babamda bana “Daha maaş
aldığın gün belli değil! Nasıl ödeyeceksin!” karşılığını veriyor. Haksız da
sayılmaz, geçmişten gelen ödemeler yüzünden şirkette işler pek yolunda
gitmiyor, abartılı olmasa da maaşlar 10 gün gecikmeli ödeniyor. Babamın bu
kadar büyük tepki vermesini gerektirecek bir durum yok yani. Neyse, o yaşlarda
aklıma gelen bu fikirden sonra 2017 yılına kadar yatırım yapma fikrini
erteliyorum.(Hala babama kulak asmayıp apart almadığıma pişmanım) Ta ki evlenip
de ev geçindirmeye başlayana ve ardından çocuk sahibi olana kadar… (Bu arada
evlenene kadar birkaç iş değiştirdikten sonra evlenirken şu anda da çalışmakta
olduğum kamu kurumunda sözleşmeli personel olarak çalışıyorum) Eşim çalışmayı
bırakıyor, tek maaşa kalıyoruz. Her ayın sonunda az bir miktar para artıyor. Ev
kira, garibin 2005 model Opel Corsa’sı ve küçük bir miktar altını var sadece. Arayış
içindeyken imdadıma borsa yetişiyor
ve al – sat derken geçen 10 ayda bir de bakmışım ki el ele baş başa!
Şanslıymışım ki pek çok kişi gibi eldekini de kaybetmedim. Neyse o aralar tam
düşünüyorum “Arkadaş, biz bu şirketlere ortak değil miyiz? Kar onlara beklemek
neden bize” derken uzun vade
yatırım
Yazıma başlarken
blog yazmaya, arkasına saklanabileceğim, geç başlama sebeplerimden vaktimin
olmayışı diye bahsetmiştim. Aslında bu bir nebze doğru. Pek çok kişinin “Kamuda
çalışıyorsun ve nasıl vaktin olmuyor?” dediğini duyar gibiyim. İleride erken emeklilik yolunda attığım adımlar
arasında da bahsedeceğim ama şimdi yeri gelmişken kısaca değineyim, ben aynı
zamanda içerik yazarıyım. Mart ayının sonlarına doğru ek iş yapmak amacı ile
Eskişehir’de faaliyet gösteren içerik firmasına çeşitli içerikler yazıyorum. Bir
de benim ufaklık ile ilgilenmemi koyun üstüne, bir de hatun ile ilgilenmek
derken geriye sınırlı vaktim kalıyor. Ama ne dedik, kendimizi değiştiriyor ve
geliştiriyoruz. Yaşadığımız tüm değişimleri fikir ajandam sayfalarına
kalıcı olması ve belki birileri sesimi de duyabilir diye düşünerek yazıyoruz. Sonuçta
burası benim ajandam! 21. Yüzyılda elimde ajanda ile dolaşarak çağı kaçırmanın
anlamı yok! Cep telefonum aracılığı ile dilediğim an ajandamı kontrol
edebileceğim ve yeni notlar alabileceğim. Neyse, kısacası yaptığım içerik
yazarlığı ve okuduğum kitaplar çakralarımı açtı, atalarımızın bilmem kaç yıl
önce söylediği “Söz uçar yazı kalır!” atasözü beynimde yankılandı. Bu yankının
seslerini şimdi çokça sizde duyacaksınız.
Uzun lafın
kısası, 30 yaşımdan sonra bazı şeyleri değiştirmeye karar verdim. Her gün
sabahın köründe zorunda olduğum için kalkmak, zorunda olduğum için bir çalışma
ortamında bulunmak ve her ayın 15’ini iple çekmekten kurtulabilmenin yolunun
finansal özgürlükten geçtiğini 30’umdan sonra öğrendim. En azından öğrendim
diye şükrediyorum tabi ki, inşallah sizler çok daha önceden fark eder ve
finansal özgürlüğünüzü elde edersiniz. Kısaca kendimi tanıtmaya ve fikir ajandam
açılış amacına değinmeye çalıştım. Rahatsızlık verdiysem şimdiden özür dilerim.
Finansal özgürlük yolunda attığım
tüm adımları buraya yazacağım. Bu yoldan yürümek isteyenler için Hansel ve
Gratel gibi ekmek kırıntısı bırakmak yerine daha kalıcı izler bırakmaya
çalışacağım. İnşallah hedefime ulaştığım zaman 45 yaşını geçmemiş olmayı umut
ediyorum. Sizler de benimle aynı fikirde misiniz? Siz de aklı başına geç
gelenlerden misiniz? Beni bu yolda yalnız bırakmak istemez ve tecrübelerinizle
kestirme yollar önerirseniz sizleri de dinlemeye hazırım.
Saygılarımla
Yorumlar
Yorum Gönder