İlkyazım AdımAtmadan Önce içerisinde kendimden biraz bahsedip ikinci yazım Arzu içerisinde
arzu etmenin amacıma yönelmemde ne denli yardımcı olacağını ve amacımın ne
olduğunu tam olarak belirlemiş olmanın rahatlığı ile Fikir Ajandam sayfalarına
amacıma ulaşma planımın ayrıntılarını not etmeye başlayabilirim. Ajandamı ne
kadar verimli kullandığımı görerek mutlu olmadım değil. Neyse, yazının daha
başlarında küçük mutluluklar peşinde koşmayarak büyük resme odaklanmaya
başlayabilirim. Büyük resmin finansal
özgürlük elde etmek olduğu hatırlatmasını yaparak atılacak adımlardan ilki
ile yazıma başlayabilirim. Bu yolda benim için kalan tüm adımlara atmam için
gerekli olan ve bir nevi hareket edebilme kabiliyetini bana kazandıracak
başlangıç noktamın tasarruf olacağı
açık bir şekilde önümde belirmiştir. Bunu keşfetmek benim hünerim veya inovatif
bir düşüncem değil tabi ki… İnsanlık kadar eski olan ve hatta George S.
Clason’a göre Babil Uygarlığı tarafından keşfedilerek ona Babil’in En Zengin Adamı kitabını yazmasında ilham vermiş tasarruf etme alışkanlığı ile yola
çıkacağım. Şöyle bir düşününce eldeki imkanları doğru kullanmak adına benim
gibi ticari bir yeteneği ve imkanı olmayan, sabit bir maaşından başka bir nakit
girişi bulunmayan birisi için en akıllıca başlangıç noktası olacağı, küçük bir
çocuğun bile fark edebileceği kadar ortada görünüyor.
Birbirinden
anlamlı ve eğitici öğüdün yer aldığı Babil’in En Zengin Adamı kitabından
ileride söz edeceğim. Şimdilik sadece konumla alakalı olacak birkaç anekdota
değinerek yoluma devam edeceğim. Kitabın ana düşüncesinde yazarımız “Tıpı yer
çekimi kanunu gibi para kazanmanın kuralları da evrensel ve değişmezdir”
demekte. Bu benim için bir nevi kestirme bir yol oluşturma ve doğru yolda olduğumu
göstermesi adına sevindirici bir gelişme! Kitapta boş bir cüzdanı doldurmanın
ilk kuralı olarak gelirinin onda birini biriktirmekten bahseder, yani
tasarruftan. Eline geçen tüm parayı harcayan ve bunu bir meziyetmiş gibi
ballandıra ballandıra anlatanlara inat bunun dünyada uygulanmış ilk finansal
kural olduğunu hatırlatan George S. Clason’u dinledikten sonra çok uzağa
gitmeden atalarımızı dinlemek de en azından geçmişte atalarımızın da boş
durmadığını bizlere gösterecektir. “Ak akçe kara gün içindir” , “Sakla samanı
gelir zamanı” , “İşten artmaz dişten artar” , “Damlaya damlaya göl olur” ve
“Her çok azdan olur” gibi tasarrufla ilgili pek çok atasözünden bahsedebiliriz.
Hatta atalarımız o kadar ileri gitmiş ki “Söz gümüş ise sükut atlındır”
diyerek(konu saptırmakta üstüme yoktur) konuşurken bile tasarrufa yönelmiş! Konumuz
her ne kadar edebiyat dersine dönmüş olsa da tasarrufun insanlık tarihi kadar eski olduğunu anlatmış olduğumu düşünüyorum.
“İyi güzel de kardeşim,
zaten aldığımız maaşımız kredi kartı borcuna, faturalara ve ev kirasına çoktan
gidiyor. Ben ne ile tasarruf edeceğim!” diyerek çıkışanlar olacaktır elbette. Bu
konuda ünlü yatırımcı(ileride bu adamdan detaylı bahsedeceğiz. Çünkü kendisi
yatırım konusunda dünya markası) Warren Buffet bu tip çıkış yapan arkadaşlar
için altın bir strateji önermiş ve “Harcadıktan sonra kalanı biriktirmeyin,
birikimi kenara ayırdıktan sonra kalanı harcayın” demiştir. Ne kadar basit ve
ne kadar mükemmel bir öneri değil mi? Benzer düşünce Babil Uygarlığı tarafından
da yapılmış ve gelirinin onda birini biriktirmeye başlayarak finans dünyasına
adım atan Babiller muazzam servetlere ulaşmışlar. Bak güzel kardeşim, bir
tanesi dünyanın en zengin ilk üç kişisinden birisi, ötekiler ise yıllar önce
göçüp gitse de üşenmemiş, bizlere kendimizi kurtarmamız için denenmiş bir
başarı yöntemi bırakmış. (adam haklı beyler dağılın) O nedenle az ya da çok
demeyeceğiz, biriktirmeye başlayacağız. Dişimizden artıracağız, gereksiz
masrafları kısacağız, gerekliler için bile yapabileceklerimiz olduğunu
öğrenince bana ne diyeceksiniz acaba çok merak ediyorum! Çünkü arzu ettiğimiz
finansal özgürlüğü bize kazandıracak ve bizleri erken emekli ayrıcalığını yaşatacak tek kaynak maaşımızdan birikime
ayırdığımız tutar olacak. Artırdığımız demiyorum, dikkat edin. Ne yapıyoruz,
önce biriktiriyor daha sonra kalanı harcıyoruz.
Tasarrufa nasıl
başlamam gerektiği konusunu da aydınlığa kavuşturduktan ve iç sesimle büyük
münakaşalardan haklı çıktıktan sonra bir parantez açma gereği duyuyorum. Her ne
kadar önce tasarruf sonra harcama dediysek tasarruf konusunu abartarak “Maaşın
yarısını birikime ayırdım, vay sen nasıl bir akıl veriyorsun, ay sonu gelmedi”
gibi şikayetler duymak istemiyorum. Lütfen, birikim konusunu abartarak
kendimizi yokluğa vermeyelim. Bende tasarruf ederken temel ihtiyaçlarımdan
vazgeçerek hayat standartlarımı yerlerde süründürmeyeceğim. Sonuçta bakmam
gereken bir ailem ve hala 11 aylık olmamış bir çocuğum var. Şimdi sıra geldi
tasarruf edebileceğimiz kalemleri sıralamaya. Başlangıç aşamasında paylaşımlar
olsa da bu konuyu akılda kalması ve bakıldığında kolay görülmesi için maddeler
halinde vereceğim.
- Gereksiz harcamalardan kaçınacağım. Bunun için gereksiz harcama kalemlerini belirlemem gerek. Bu konuda gelirimi ve harcamalarımı tuttuğum basit bir Excel sayfası işime şimdilik yarıyor. Yaptığım harcamaları kategorilere ayırarak gereksiz harcamalarımı (sigara, dışarıda yemek, dışarıda içilen içecek vb.) kısmam gerekiyor. Sigara konusu ayrı bir olay, her ne kadar azaltsam da neden tam olarak bırakamıyorum acaba?
- Yaptığım liste ile önce bir iki ay inceleme süreci gerekli tabi ki… Üç aşağı beş yukarı aylık harcama kalemleri belli olduktan sonra stratejimi daha iyi oluşturabiliyorum. Liste tutarken üşenmek yok! O liste bir nevi günah çıkarma, hatalarımla yüzleşme fırsatı. Neyse, gereksizler üzerinde yaptığım değerlendirmeden sonra sıra gerekli harcamalar konusunda neler yapabileceğim. Gülmeyin, bu kadarda olmaz oraya dokunma demeyin. Dokunurum! Nasıl mı, şöyle anlatayım güzel kardeşim. Mesela benim listemde pazar alışverişi var. Yanlış duymadın, ben meyve ve sebze ihtiyaçlarımı marketten almıyorum. İlk evlendiğim aylarda yoğunluktan pazara gidemeyerek ne kadar fazla ödediğimi gözlerimle görmem beni otomatikman semt pazarına yönlendirdi. Sen de dene, bir şey kaybetmezsin. Aksine pazarda 2 TL olan domatese 3,49 TL ödemek zorunda* kalmazsın. Kalan ihtiyaçların için göz önünde bulundur şimdi bir haftada ne kazanacaksın?
- Market alışverişlerinde indirimleri takip ediyor ve nerede ne ucuz ise oradan onu temin ediyoruz. Mesela ben çocuk bezi için bir sürü toptancı ve market denemesinden sonra öyle ucuza bu işi çözmüştüm ki (bu arada bez markası sabit, söz konusu çocuğum olunca kaliteden ödün veremiyorum) bazılarından üçte bir oranında ucuza çocuk bezi alıyordum. Aynı şekilde temizlik malzemeleri için başka markete, çay, kuruyemiş ve bakliyat için toptancıya, şarküteri başka bir dükkana vs. gibi kendinize ucuzluk rehberi hazırlayın.
- Gereksiz masraflarda her ne kadar dışarıda yemek diye belirtsem de bu konuya ayrı değinmekte yarar var. İleride basit birkaç hesaplama ile evde yemek yapılmamasının açacağı maddi yükü gözler önüne sereceğiz. Neyse, eşinize evde yemek yapması için telkin edin, hatta evlenmeden önce bu telkinlere başlayın. Bekarsanız yapacak bir şey yok, önlüğü giyip mutfağa geçmekten başka… Mutlaka ama mutlaka evde yemek yiyoruz.
- Mal alırken pazarlık yapmaktan çekinmeyin. Hiçbir zaman satıcının “Abi, sana şu fiyata” sözlerine ve etiket fiyatlarına kanmayın. Şansınızı mutlaka deneyin. Unutmayın pazarlık sünnettir. Kimse sizi pazarlık yapıyorsunuz diye toplumdan dışlamaz.
Yukarıda
saydığım konulara bile dikkat etseniz size güzel bir tasarruf rakamı çıkacak
ortaya. Bunlar tasarrufun başlangıç seviyesi. İleride psikopatlık derecesine
yakın bir alana kadar yaklaştıracağız tasarruf seviyemizi. Buna neden
ihtiyacımız olduğunu diğer yazımda belirteceğim. Ama ilk adımımız en önemli
adım olarak hep kalacak ve bu adım tasarruf
olacak. Ben de tasarrufumu artırıcı yollar keşfederek önlemleri aldıkça burada
paylaşmaya çalışacağım. Aklımda birkaç üzerinde durmam gereken yöntem var.
Mesela kredi kartı değişimi. Sahip olduğum kredi kartının avantajları şu an çok
sınırlı. Elimdeki karta ek olarak bir kart daha alıp, hangisi nerede avantajlı
ise orada kullanmak geçiyor aklımdan. Bu yöntemle hiç olmasa ayda 50 TL kar
beni bekliyor diye düşünüyorum. İkinci olarak da vGördüğünüz gibi damlaya
damlaya göl olacak. Hissediyorum…
Tasarrufun
önemini, nasıl ve nelerden tasarruf etmem gerektiğini ve izlediğim yöntemleri Fikir
Ajandam sayfalarına not düşmüş oldum. Bir sonraki yazımda genel anlam ile
neden tasarruf ettiğim belli olsa da bu tasarrufları değerlendirme üzerine
yazacağım. Ve birkaç yazı da bu konu üzerine olacak. Tasarrufun önemini hala
kavrayamayanlar var ise ülkemizden bir örnek ile konuyu kapatabiliriz. Ülkemizin
cari açık problemi malumunuz. Ülkemizin
problemi de her zaman tasarruf edememesi olmuş. Şayet tüm vatandaşlar tasarruf kültürü kazansa, gelirinden
daha fazla harcamamaya odaklansa, birikimler elde etse ve gereksiz harcamalar
ile ülke ekonomisine zarar vermese. Norveç
olduk farkında mısınız? Ve bunları
yaparken de refahımızdan vazgeçmeyerek çocuklarımıza güzel birer miras bırakmış
olacağız. Sizin tasarruf konusunda neler düşündüğünü merak etmiyor değilim. Var
mı bana tasarruf konusunda önerebilecekleriniz?
Saygılarımla
Yorumlar
Yorum Gönder