Enflasyon Nedir, Nasıl Hesaplanır?


Enflasyon Nedir, Nasıl Hesaplanır?

Enflasyon hesaplamasının nasıl yapıldığı ve hesaplamada hangi ürünlerin kullanıldığı ile ilgili çeşitli tartışmalar, bilgi kirlilikleri ve kısmen yanlış bulduğum noktalar geçmiş yıllardan bu yana devam etmekte. Genel anlamıyla bu bilgi kirliliğinden kurtulmak, enflasyon hesaplamasıyla ilgili kullanılan yöntemlere değinmek, hesaplama için şahsi fikirlerimi belirtmek ve yatırım araçlarının 2018 yılı performanslarını karşılaştırdığım yazımda bahsettiğim gibi kazançları karşılaştırarak reel getiriyi hesaplamak için enflasyon hesabının büyük önemi bulunmaktadır.

Yazıya başlamadan önce bir iktisatçı olmadığım ve henüz amatör bir yatırımcı olarak kendimi geliştirme safhasında bulunduğumu hatırlatmak isterim. Bir tüketici olarak yaptığım harcamalardan, ülkemin enflasyon nedeniyle taviz vermesi gereken olgulardan, bu süreçte okuduğum kitaplardan ve bir amatör yatırımcı olarak portföyümün kar/zarar göstergelerinden edindiğim izlenimleri ve çıkardığım sonuçları fikir ajandam sayfalarına not almak üzere bu satırları karalayacağım.

Enflasyon Nedir, Ne İfade Eder?


En kısa tabiri ile enflasyon nedir sorusuna iktisatçılar gibi paranın değersizleşmesi yanıtını vermek ilk bakışta karmaşık gelebilir. Paranın değersizleşmesi kavramı üretilen mal veya hizmetin para karşısında değer kazanması anlamına gelmekte olup bu şekilde açıklanınca enflasyonun üzerimizdeki etkileri daha net anlaşılabilir.
Enflasyon satın alma gücümüzdeki değişimi ölçmekte kullanılır. Enflasyonun yüksek olması iktisatçıların deyimiyle para arzının fazla olmasına ve paranın değersizleşmesine neden olarak para ile satın alacağımız mal ve hizmetlerin para karşısında değer kazanmasına yol açar. Teorik kısmını ele aldıktan sonra ülkemizde yükselen enflasyon ile edindiğim tecrübeleri harmanlayarak enflasyonu tanımlamakta pratik bir yaklaşım gerçekleştirmek gerekirse;
  • İhtiyaçlarımızı karşılamak için daha fazla para ödememiz gerekir.
  • Temel ihtiyaçlarımıza daha fazla para ödediğimiz için temel ihtiyaçlarımız dışında kalemlerden kısarak hayat standardımızı düşürmemiz gerekir.
  • Karşılanması gereken ihtiyaçlarımız için daha fazla ödeme gerçekleştirmemiz tasarruflarımızın azalmasına neden olur.

Yukarıda saydığım etkiler kişisel olarak enflasyonun bizi doğrudan etkilediği olumsuzlukları özetlemektedir. Elbette bu etkileri daha fazla artırabileceğimizi unutmamak gerekir. Bir de bu etkileri yaşayacağımızı düşünürken şartların halen bizler için optimum düzeyde olduğunu yani çalışacak bir işimizin halen var olduğunu varsaymamız gerekir. Ne demek istediğimin daha iyi anlaşılabilmesi için ülke ekonomisi açısından enflasyonun nelere sebep olabileceğine kısaca değinmekte fayda vardır.

Devletler İçin Enflasyon Oranı Ne Anlam İfade Eder?


Enflasyonun vatandaş olarak bize etkilerini açıklarken kabul ettiğimiz varsayımın neden değişebileceğini anlayabilmek için ülke ekonomisi açısından enflasyon oranı ve etkileri kavramını açıklamak gerekir.
Yüksek enflasyon ülke ekonomisinde yer alan bütün göstergeleri yerle bir eder. 2018 yılında yaşanılan acı hatıralara bir kez daha göz attığımızda yüksek enflasyonun problemlerini yeniden gözümüzün önüne gelecektir;
  • Enflasyonun yükselmesi başta Merkez Bankaları olmak üzere özel ve kamu bankalarının faiz artırmasına neden olur. Faizlerin artması yatırım yapmak isteyen girişimcilerin borçlanma maliyetlerini artırır ve yatırımlar ertelenir.
  • Yüksek enflasyon fiyat etiketlerinin hızla değiştirilme zorunluluğunu ortaya koyar ve artan fiyatlar nedeniyle devlet tedbir almak maksadıyla vergi indirimleri yaparak mali disiplinden ödün vermek zorunda kalır.
  • Yüksek enflasyon ülkede sermaye yatırımı bulunan yatırımcıları korkutarak ülkeden sermaye çıkışına sebep olur. Sermaye çıkışı ülkenin parasını değersizleştirerek Türkiye gibi üretimde dışa bağımlı ülkelerde üretim maliyetlerinin artmasına ve enflasyona ek katkı sunmasına neden olur.
  • Tasarruf eğiliminde olan tüketiciler sürekli artan fiyat etiketleri nedeniyle ihtiyaçlarını erteleyerek tasarruf etmek yerine tasarrufu erteleyerek ihtiyaçlarını daha fazla para ödemek zorunda kalmadan karşılama eğilimine girerler. Tasarruf cephesinde meydana gelen zayıflama sermaye yetersizliği nedeniyle yatırımların ertelenmesi ve istihdamın azalmasına neden olur.
  • Vatandaşların yüksek enflasyon dönemlerinde para harcama tercihleri değişir ve sadece temel ihtiyaçların karşılanmasına dönüşür. Bu harcama eğilimi ekonomik faaliyetlerin yavaşlamasına ve işletmelerin küçülmeye giderek işçi çıkarmalarına neden olur.

Yüksek enflasyon görüldüğü üzere domino taşı etkisi yaparak ülke ekonomisinin önemli dinamiklerinin fabrika ayarlarını değiştirmektedir. Bu noktada Mahfi Eğilmez Hoca tarafından bu kısır döngü “enflasyon, faiz ve kur sarmalı” olarak nitelendirilmiş ve neden olanların aynı zamanda sonuç olacağı çok güzel özetlenmiş. Bu etkileri daha artırabiliriz fakat bu kadarı bile neden enflasyonun kişisel olarak bizlere olan etkisini araştırırken öncelikle bir işimiz olduğu için şükretmemiz gerektiğinin anlaşılmasına sebep olacaktır.
Yüksek enflasyonun etkilerinden bahsettikten sonra sizi şaşırtacak farklı bir şeyden daha bahsedeceğim. İlk bakışta size şaşırtıcı gelse de enflasyon ülke ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından gerekli olan bir göstergedir. Düşük enflasyon deflasyon olarak tanımlanır ve ülke ekonomisine zararlar verebilmektedir. Ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilirliği, sistem içerisindeki işletmelerin karlılığının devam edebilmesi bir miktarla sınırlı olmak üzere enflasyona ihtiyaç duyar. Teorik olarak %2 ila %3 dolaylarında enflasyon ülke ekonomileri için idealdir. Enflasyonun sıfır veya eksi olması durumunda ise üretilen hizmet ve malların fiyatlarının artırılamadığı gibi ülke parasının aşırı değer kazanması sonucu ülke küresel pazarda rekabet edemez ve cari açık vermeye başlar. Uzun vadede sıfır veya eksi enflasyon da sürdürülebilir değildir.

Enflasyonu Artıran Nedenler Nelerdir?


Enflasyon neden artar sorusunun yanıtı, aslında enflasyon tanımında gizlidir. Enflasyon paranın değersizleşmesi ve değeri para ile ölçülen mal ve hizmetlerin artık daha fazla para etmesi olarak açıklanmaktadır. Enflasyon tanımı bize üretilen mal veya hizmette arzın talebi karşılamadığını ve bu nedenle fiyatların yükseldiğini işaret eder.
Peki, arzın talebi karşılamamasına sebep neler olabilir? Bu noktada enflasyona neden olan bir hizmet veya arzda yeterli sayıda üretici kesimin bulunmaması ilk akla gelse de bu yol kolay olandır ve enflasyonun gerçek nedenlerini gözden kaçırmaya neden olur. Zira arzı yetersiz gelen hizmet ve mallarda ithalat adını verdiğimiz uygulama ile piyasa talebi karşılanarak fiyatların gereğinden fazla yükselmesi engellenmeye çalışılır. O halde enflasyonun artış nedenini detaylandırmak için üretici ve tüketici fiyatlarının enflasyonunu ölçen kavramlara değişimine göz atmak gerekir;
Yİ-ÜFE: Üretici fiyatlarında yaşanan değişimleri ifade eder. Referans alınan iki zaman dilimi arasında yurt içindeki üreticilerin üretim girdilerinde artan fiyat değişimini ölçer.
TÜFE: Tüketiciler tarafından belirli ağırlıklarda satın alınan ürünlerde belirlenmiş referans aralığında gerçekleşen fiyat değişimlerini ölçer.
Üretici ve tüketici fiyat endeksi kavramları biz tüketicileri ilgilendiren TÜFE’nin neden arttığı konusuna açıklık getirmektedir. Benim düşüncem şudur ki ÜFE’de meydana gelen artışı TÜFE izler. Zira üreticilerin maliyetleri arttığında bir nebzeye kadar kardan feragat etseler de bir noktadan sonra artan maliyetleri tüketiciye yansıtmak durumunda kalacaklardır. Bu nedenle enflasyonu artıran nedenleri araştırırken Yİ-ÜFE’de meydana gelen değişimlere odaklanmak daha doğru olacaktır. Üretici fiyatlarının artmasına sebep olan noktalara değinilirse;
  • Hammadde maliyetlerinin artması,
  • İşçilik maliyetlerinin artması,
  • Enerji maliyetlerinin artması,
  • Aracı maliyetlerinin artması,
  • Vergi yükünün artması

Basit olarak enflasyon nedeni olarak ortaya çıkacaktır. Enflasyonu düşürmeye çalışmak için ithalat tek başına ne derece geçerli bir çözümdür diye soracak olursak sorumuzu yanıtlamak için 2018 yılında yaşadığımız ani kur yükselişlerini hatırlamak yeterli olacaktır. Bu noktada haddim olmayarak enflasyona kalıcı çözümle ilgili naçizane düşüncemi belirtmek isterim. Enflasyonun çarelerini dışarıda aramak yerine tasarruf yaparak gereksiz talebi azaltmakla birlikte finansmana ulaşmak isteyen mevcut veya yeni yatırımcılara ucuz finansman yolunu açarak içeride yapabileceğimiz diğer iyileştirmelere zemin hazırlayabilir, politika yapıcıların kalıcı çözümler bulması için onlara bir müddet hareket kabiliyeti kazandırabiliriz.

Enflasyon Nasıl Hesaplanır?


Enflasyonun TÜİK tarafından Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) olmak üzere iki farklı şekilde hesaplanmaktadır. Bir tüketicileri her kadar ÜFE dolaylı olarak ilgilendiriyor olsa da yazımızda bizi doğrudan ilgilendiren TÜFE hesaplaması üzerinde duracağız. Enflasyon hesaplama işlemi TÜİK tarafından birkaç aşamada hesaplanır:
·         TÜİK tarafından yapılan anketler ile hane halkının en çok tükettikleri ürünler belirlenerek enflasyon hesaplama kalemleri 2019 tespit edilir.
·         TÜİK her ay 4 kez olmak üzere belirlediği kalem ürünlerin fiyatlarını yaklaşık 28 Bin işyeri ve 4 Bin konuttan düzenli olarak toplar.
·         TÜİK derlediği verilerin ağırlıklarını tespit ederek TÜFE için kullandığı formüller yardımıyla aylık enflasyon oranını hesaplar.

Enflasyon Sepeti Nedir, Hangi Ürünlerden Oluşur?


Enflasyon hesabında karşımıza çıkan ve satın alma gücümüzde önemli etki sahibi olan enflasyon sepeti 2019 içeriğinden kısaca bahsederek gerçekten enflasyonun satın alma gücümüzdeki azalmayı doğru tespit edip etmediğine kanaat getirebiliriz. Yaklaşık 415 Bin fiyatın belirlenecek olması enflasyon hesabında kullanılan malzemelerin tek tek bu satırlara işlenmesini zorlaştıracağı için genel başlıklar halinde ve enflasyon hesabında kullanıldıkları ağırlıklarına değineceğiz. 2018 yılı TÜFE hesabında kullanılan ana gruplar ve ağırlık testleri;
  • Gıda ve alkolsüz içecekleri %23,03
  • Alkollü içecekler ve tütün %5,14
  • Giyim ve ayakkabı %7,21
  • Konut %14,85
  • Ev eşyası %7,66
  • Sağlık %2,64
  • Ulaştırma %17,47
  • Haberleşme %3,91
  • Eğlence ve kültür 3,39
  • Eğitim %2,67
  • Lokanta ve oteller %7,27
  • Çeşitli mal ve hizmetler %4,76

Şeklinde belirlenerek enflasyon hesabında uygulandı. Sepette yer alan tüm malzemelerin eksiksiz listesine ulaşmak isteyen arkadaşlar TÜİK resmi web sitesi üzerinden daha detaylı bilgi edinebilirler.

Enflasyon Oranları Ne İfade Eder?

Yüzeysel olarak enflasyon hesaplamasından da bahsettikten sonra enflasyon oranlarının neden merakla beklendiğinin üzerinde konuşabiliriz. Enflasyon tüketicilerin hali hazırda yaşayarak deneyimledikleri olumsuz bir olgudur. Her alışverişinizde değişen fiyat etiketlerini görmek ve her seferinde kendi alışveriş sepetinizi doldurmak için daha fazla ödeme yapmak, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarını duymanıza gerek bırakmamaktadır. Fakat TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları;
  • Memurların ve emeklilerin maaşlarına yapılacak olan zamları,
  • Ev sahiplerinin kontrat yenileme döneminde kiracılarına uygulayacakları zamları,
  • Özel sektör çalışanlarının patronlarından yapmasını bekledikleri zamları,
  • Devletin motorlu taşıtlar vergisi, köprü geçiş ücretleri, vb. vergi uygulamalarına yapması muhtemel zamları,
  • Yatırımcıların reel getirilerini hesaplama konusunda baz alacakları oranı

Göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranları tüketiciler tarafından düşük bulunmakta ve hesaplama için kullanılan kategori ağırlıklarına itiraz edilmektedir.

Kişisel Enflasyon Nedir, Nasıl Hesaplanır?

Kişisel enflasyon kavramı bana göre enflasyon hesaplamalarında tüketici olarak bizlerin gelir/gider dengesini göstermesi açısından en doğru hesaplama yaklaşımıdır. Her ne kadar TÜİK tarafından belirlenen sepet oluşturulurken anket sonuçları baz alınıyor olsa da bu yöntemle seçilen enflasyon hesaplama kalemleri birebir biz tüketicilere hitap etmeyebilmektedir. Basit bir örnek ile konuyu anlaşılır hale getirmek gerekirse;
  • ·         A kişisinin gelirinde harcama oranlarının %40’si gıda, %10’u fatura, %15’i kira, %15’, eğitim, %10’u sağlık ve %10’u ulaştırma masrafları oluşturuşun.
  • ·         B kişisinin gelirinde harcama oranlarının %25’i gıda, %15’i fatura, %10’u kira, %25’i eğitim, %20’i eğitim ve %5’i sağlık masrafları oluştursun.
  • ·         C Kişisinin gelirinde %20 gıda, %5 eğlence, %5 haberleşe, %25 eğitim, %30 giyim ve %15 alkollü içecek masrafları oluştursun.

Görüldüğü gibi sadece 3 farklı örnek vermemize rağmen 3 farklı gelir harcama şekli ortaya çıkabilmektedir. TÜİK tarafından açıklanan rakamlar her ne kadar anket sonuçlarına dayansa da açıklanan rakamlar her zaman bizleri yansıtmayabilir ve bu durum kişisel enflasyon hesaplama ihtiyacını ortaya çıkartabilir. Kişisel enflasyonumuzu hesaplamanın en basit yöntemi ise her ay gelirimizi nereye harcadığımızı yazmak ve aylık sepetimizi kendimiz belirlemek, bir sonraki ay benzer alışverişlere ne kadar harcama yaptığımızı karşılaştırmaktır.
Kişisel enflasyonumuzu hesapladığımızda her ne kadar bu oranda bir zam talep etme şansımız olmasa da gelirimizin enflasyon karşısında gerçekte ne kadar geriye düştüğünü tespit ederek alım gücümüzü, tasarruf edebilme ve borç ödeyebilme kapasitemizi daha doğru tespit edebiliriz.

Enflasyon Oranı En Yüksek Ülkeler Hangileridir?

Farklı yüksek enflasyona sahip ülkelerden derlenen enflasyon örneklerini inceleyerek bizlerle birlikte hangi milletlerin yüksek enflasyon ile mücadele etmek zorunda kaldığı konusunda fikir sahibi olabilir.


Tablodan da görüleceği üzere 2018 yılı Kasım ayını %24,52 enflasyonla kapatan Türkiye’nin önünde;
  •          Venezuela %4.000.000,
  •          Güney Sudan %117,70,
  •          Demokratik Kongo %41,70
  •          Arjantin %40
  •          Libya %32,80
  •          Angola %30,90
  •          Sudan %26,90
  •          Suriye %25,50

Gelmektedir. Listede yer alan ülkelerden bazılarının kriz içerisinde olması ve bazılarında iç savaş bulunması ülkemizde yaşanan son enflasyon yükselişinin tehlikesini gözler önüne sermektedir.

Yatırımcılar Açısından Enflasyon Ne Anlam Taşır?


Amatör bir yatırımcı olarak enflasyon oranları ve yatırımcı ilişkilerini okuduklarım ve yaşadıklarım tecrübesiyle harmanlayarak anlatmaya çalıştığım bu yazıyı yatırımcılar açısından enflasyonun ne anlama geldiği konusuna değinerek noktalamak istiyorum. Öncelikle yeniden bir iktisatçı olmadığımı ve bir inşaat mühendisi olarak amatör bir yatırımcı olarak ekonomiyle ilgilenmeye başladıktan sonraki biriktirdiğim bilgileri burada paylaştığımı hatırlatmanın ardından reel getiri kavramını açıklayabilirim. Özellikle yüksek enflasyon ile mücadele veren ülkelerde yatırımcılar enflasyonist baskı altındadırlar. Elde ettikleri kazançları Dolar bazından karşılaştırmanın yanı sıra enflasyon ile de kıyaslayarak reel olarak kazanç sağlayıp sağlamadıklarını kontrol ederler. 2018 yılı için %20,30 olarak açıklanan enflasyon oranına göre Türkiye’deki yatırımcılar;
  •          %30 kazanç sağladılarsa reel getirileri %20,30 düşülerek %9,70
  •          %20,30 kazanç sağladılarsa reel getirileri %0
  •          %20 kazanç sağladılarsa reel getiriler %0,30 zarar

Olarak hesaplanmaktadır. Hesaplamadan anlaşılacağı üzere ülkede gerçekleşen enflasyon oranının üzerinde kazanç sağlanmadığı taktirde reel olarak yatırımcılar zararda olacaklardır. 2018 yılı yatırım araçlarının performanslarını karşılaştırdığım bir önceki yazıma geri dönecek olursak geçtiğimiz yılın kazananları olarak;
  • ·         %19,70 reel getiri ile Dolar yatırımcıları,
  • ·         %16,40 reel getiri ile Altın yatırımcıları,
  • ·         %12,7 reel getiri ile Euro yatırımcıları

Olarak belirlenebilir. Belirlemenin ardından bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Bazı yatırımcılar tarafından genel olarak kabul gören iki kavram var. Bunlardan ilki döviz yatırımlarında reel getiri hesaplanırken enflasyon oranı olarak portföyde parası bulunan ülkenin enflasyon oranının kullanılması. İkincisi ise altının bir para birimi olmaması ve değerinin her zaman aslında sabit olması sebebiyle enflasyonunun %0 olarak kabul edilmesi. Karşılaştırma konusunda okurlarımı hangi oranları kullanacakları konusunda serbest bırakıyor, bol kazançlı ve düşük enflasyonlu bir yıl diliyorum.

Yorumlar